S
YÖK BAŞKANI: KILAVUZDA ÜNiVERSiTELERE KARNE - AKREDİTASYON
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), adayların ‘bilinçli tercih’ yapabilmesi için geçen sene lisans programlarındaki öğretim üyeleri sayılarını tercih kılavuzuna yazmıştı. Öğrenciler aynı bölümün hangi üniversitede kaç öğretim üyesi ile eğitim verdiğini görebildi. YÖK, Program Atlası’nı devreye sokarak adaylara verileri sundu, net sihirbazı adı altında sanal bir rehber hoca oluşturdu. Bu çalışmalara bu yıl iki yenilik daha eklendi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Hürriyet’e bu konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu: Yeni YÖK olarak tercih kılavuzunda çok önemli iki değişikliğe de imza atıyoruz. Bu sene merkezi sınavlarda üniversitelerin mezunlarının başarılarını belirteceğiz. Adaylar, tercih etmeyi düşündükleri üniversitelerin o programından mezun olanların başarılarını artık görebilecek.
Devreye sokacağımız diğer yenilik ise üniversitelerin programlarının hangilerinin akredite edilip edilmediğine dair bilgi. Bu bilgi üniversitelerimizi bir yarışa, kalitede rekabete yöneltecek. Üniversitelerimiz bunun için verdikleri eğitim öğretimi daha da iyileştirme yolunda gayret sarf edecek. Verilen eğitimin YÖK’ün dışından bağımsız kurumlarca değerlendirilmesinde büyük yarar var. Bu süreç programların niteliğinin yükselmesini de peşi sıra getirecek.
Akreditasyon, ilgili programa ait yeterlilikler esaslı ve uluslararası kalite güvencesi normlarının da referans alınarak düzenlendiği ilke ve esaslar dahilinde kurulca tescil yetkisi verilen ajanslar tarafından tanınma sürecidir. Program akreditasyonu, zorunlu olmayıp, kurumların kendi istek ve talepleri esaslı olacak. YÖK olarak bu süreci teşvik etmeye yönelik olarak akredite olan programları bu sene tercih kılavuzunda belirtme konusunda bir karar aldık. Bu sürecin mezunların istihdam edilebilirliğine önemli katkıda bulunması bekleniyor ve bu şekilde yükseköğretim kurumlarımızda ‘daimi tekamül esaslı’, yani sürekli iyileşme temelli bir kalite güvence sisteminin oluşmasını hedefliyoruz. Bu da kurumlarımızın daha şeffaf, hesap verebilir ve rekabetçi bir yapıya dönüşmesi sürecine katkı sağlayacak.
KALİTE KURULU ÇALIŞIYOR
Bütün dünyada olduğu gibi mühendislik, sağlık ve diğer alanlarda da çok yakın bir zamanda mezun olunan üniversite sorulur hale gelecek. Üniversitedeki o programın aynı addaki diğer üniversitelerin programlarına göre faik tarafı, kazandırılan yetkinlik açısından üstün olup olmadığı önemli olacak. Akreditasyon burada devreye girecek.
Artık akredite edilen programlara anne baba ve çocuklar bir başka nazarla bakacak. Piyasa da bunu değerlendirecek. Eğitimin niteliğinin kontrol edildiği ve kontrol edildikten sonra bir belgenin verildiği görülecek. Bu aslında yükseköğretimde kalite sürecimizde devrim gibi bir gelişme. Akredite olmayan programlar bu lige yükselmek ve akredite olmak için gerekli şartları sağlamaya kendilerini zorlayacaklar. Çünkü YÖK’ün şartları başlangıç, girdi esaslı. Mükemmeliyeti arayan şartlar değil. Biz ise sistemin kendini iyileştirmesini istiyoruz.
Ülkemizde onbinlerce program var. Bir kısmı lisansüstü, bir kısmı lisans ve ön lisans programı. Birbiriyle benzer programlar da bulunuyor. Aynı içerikte, aynı yeterlikleri sağladığı iddiasıyla ortaya çıkan farklı adda programlar olabiliyor. Bunların arz talep dengesi bir müddet sonra dengelenecek. Hatta bazı programlar için eşitlenmeye başladı bile. Bütün dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de artık farklılıklar, yetkinlikler, kalite aranmaya başlayacak (Kaynak: http://www.akademikpersonel.org/anasayfa/yok-baskani-kilavuzda-universitelere-karne.html)